Bu Blogda Ara

12 Ağustos 2009 Çarşamba

SELANİK'TE LOKANTADAYIZ






Turun ardından Erman Bey bizi Selanik'in salaş lokantalarının olduğu bir semte götürüyor. Buradaki lokantalarda fiyatların makul olduğunu belirtiyor. Selanik'te deniz mahsulleri yemek güzel olacaktı. Ancak sürprizi pek de sevmediğim kabak yaptı. Bildiğimiz kabak işte... Kabağı, galeta unuyla terbiyeleyip kızartmışlar. Yanına da sos koymuşlar. Harika bir tat. Patates kızartması falan hak getire. Kırk yıl aklıma gelse kabaktan yapılmış bir yiyeceği seveceği ve öve öve bir hal olacağım aklıma gelmezdi. 

Selanik'teki lokantada da menünün fotoğraflarını çekmeye başladım. Amaç hem daha sonra fotoğraflara bakarak, fiyatları, ne yeyip, içtiğimiz hatırlamak, hem de yazacağım gezi notlarını okuyacaklara bir fikir vermek. Ama o da ne? Lokantada çalışan kadın (sahibi miydi bilemiyorum) adeta şahin gibi atlayarak, menünün fotoğraflarının çekilmesini önlemek için menüyü elimden kapmaya kalkıştı. Hepimiz, neye uğradığımızı şaşırdık. Fotoğraf çekmenin ne sakıncası olabilirdi ki? Erman Bey, Yunanca konuşarak durumu anlatmaya çalıştı. Kadın sonradan kötü bir niyetimizin olmadığını anlamıştı ama menünün fotoğraflarını çekmemizden korkmuştu nedense.

Burada balık da yedik, kalamar da, ve Grek salata da. Bildiğimiz salata işte. Domates, soğan, salatalık ama farkı şu. Üzerine küp şeklinde beyaz peynir, tabağın kenarlarına zeytin ve biber turşusu konuyor, üzerine zeytinyağı gezdirilen salataya son olarak kekik serpiştiriliyor. 

Hiç yorum yok: