Bu Blogda Ara

15 Ağustos 2009 Cumartesi

MANASTIR'DA HEM NEFİS HEM UCUZ YEMEK






Manastır'da Askeri İdadi'nin ardından şehir merkezine gidip yürüyerek dolaştık. Otomobili bir park yerine bıraktık. 12-13 yaşlarındaki iki "Esmer vatandaş" gelip para istediler. Park yeri paralı olmamasına rağmen, bonkörlüğüm tutmuş olacak elimi cebime attım. Birine 1 Euro verdim, diğeri de istedi. Tekrar davrandım, bu kez 50 Cent çıktı. Sırnaşık terbiyesize bak ki, parayı beğenmedi. Sırnaştıkça sırnaştı, elimi üçüncü kez cebime götürdüğümde 1 Euro daha çıktı. İkinci sırnaşık çocuk karlı çıkmış, toplam 1,5 Euro almıştı. Çingene çocuklarıyla bu ilk teşrik-i mesaimizdi. Çingene çocuklarla ikinci teşrik-i mesaimiz Saray Bosna'da oldu ama bu mesai biraz tatsız sonuçlandı. Bu konuya notların Saray Bosna bölümünde anlatacağım.

Neyse otomobili park edip, yürümeye başladık. Manastır küçük ama şirin bir kasaba görünümündeydi. Önce bir cami, hemen yanında kilise gördük. Öyle ya da böyle iki farklı dine mensup olanlar yan yana ibadet edebiliyorlardı. Bu arada acıktığımızı fark ettik. Şehir merkezindeki en gösterişli lokantaya girdik. 24 günlük gezimiz boyunca yediğimiz en güzel, en doyurucu yemeğe, yine gezimiz boyunca ödediğimiz en az parayı ödedik. 4 kişinin toplam yemek bedeli 16,50 Euro yani 35 TL civarında tutmuştu. İnanılmaz ucuz ve leziz yemeklerdi. Bu lokantanın menüsünün fotoğraflarını da ekliyorum.

Lokantada yemek yerken fonda, Rumeli folk müziğinden oluşan derleme bir albüm çalıyordu. Hesabı ödedikten sonra bu müziğin CD'sini nereden satın alabileceğimizi sorduk. Lokantada satılıyormuş. 2 kopya (korsan) CD için 10 Euro istediler. Müzikleri beğenmeme rağmen nedense içimden satın almak gelmedi. Teşekkür edip, satın almayacağımız söyledik.

Lokantadan çıktık ki bir yağmur bir yağmur... Trafiğe kapalı yolun her iki yanındaki kafelerin şemsiyelerinin altına sığındık. 10-15 dakika sonra yağmur hafifleyince gezinin tadının kalmayacağını düşünüp, otomobilimize binip, Ohrid'e gitmek üzere yollara düştük.

Hiç yorum yok: