Bu Blogda Ara

25 Ocak 2013 Cuma

BERLİN BERLİN (Her şeyden iki tane olan şehir) (4)

BERLİN DUVARI


İkinci Dünya Savaşı'nın ardından, Almanya ikiye bölündü. Birisi Amerika'nın güdümündeki ittifak içerisinde yer alan Almanya Federal Cumhuriyeti, diğeri Sovyetler Birliği'nin güdüamündeki ittifakta saf tutan Demokratik Almanya Cumhuriyeti. 

Ne hazindir ki; bu iki Alman devleti, Berlin'i de tam ortadan ikiye ayırıp paylaştılar. Berlin'in doğu tarafı, Demokratik Almanya Cumhuriyeti'nde, batısı Federal Almanya'da kaldı. Batı, serbest piyasa ekonomisini benimserken, Doğu, sosyalizmle yönetilmeye başlandı.

Bir süre sonra, Doğu Almanya'dan, Batı Almanya'ya geçişler arttı. 1945-1961 yılları arasındaki 16 yılda 3 milyon kişinin Doğu'dan Batı'ya kaçtığı rivayet ediliyor. Bu rakam kimilerine göreyse 270 bin. Doğu Almanya bu geçişleri (kaçışları) önlemek için çare ararken, kentin ortasına duvar örme fikri ortaya atıldı. Bazılarınca "Utanç Duvarı' olarak da nitelendirilen Berlin Duvarı, 13 Ağustos 1961’de Doğu Almanya yönetiminin verdiği kararla, ülkeden  kaçışların engellenmesi amacıyla örüldü. 


46 kilometre uzunluğundaki duvarın,  ABD güdümündeki kapitalist Batı Berlin'i çevrelemek için 12-13 Ağustos'ta bir gecede örüldüğü söyleniyor. (Benim aklıma yatmadı ya... Neyse) Duvarın üzerine de bir kaç sıra tel örgü çekildi. 

Berlin'i 9 Kasım 1989'a dek bölen bu duvarın doğu kısmı, muhtemel firarilerin kolayca görülebilmesi amacıyla beyaza boyanırken, duvarın batı kısmı 'Özgür' batılılar tarafından rengarenk grafittilerle, resimlerle bezendi.

Duvarın doğu tarafına mayınlar döşendi, 186 gözetleme kulesi konuldu, silahlı nöbetçiler duvar boyunca devriye gezerek, kaçışları engellemek için çaba gösterdi.

Batılı kaynaklar, duvara rağmen 5 bin kişinin, tünel kazarak, balonla, planörle uçarak, valiz içinde, otomobillerin bagajında saklanarak,  Doğu'dan Batı'ya kaçtıklarını söylüyor. Yine Batılı kaynaklara göre, duvarı bir şekilde aşarak, Batı'ya kaçmak isteyen bazı kişiler  Doğu Alman askerleri tarafından öldürüldü ya da kaza sonucu öldü. 

Rakamlar muhtelif... Kimi 86, kimi 283 diyor. Benim okuduğum Amerika'nın Sesi Radyosu'nun Türkçe internet sitesinde ise ölenlerin sayısının 1250 olduğu iddia ediliyor. 

Ben, gazeteci şüpheciliğiyle tüm bu rakamlara temkinli bakıyorum. Çünkü, her iki taraf da yoğun bir propaganda yapıyor bu konuda. Batı'nın propagandasının başarı sağladığı duvarın 1989'da yıkılmasıyla ortaya çıkmadı mı? 9 Kasım 1989'da duvar onbinlerce kişinin heyecanlı bir girişimiyle yıkıldı. Yıkılan duvarın parçaları müzelere kaldırıldı. Bir çoğu Almanlar tarafından hatıra olarak saklanmak üzere evlerine götürüldü, bazı küçük parçaları da şilt haline getirilerek, turistik hediye eşyası olarak satışa sunuldu.

Bu kadar bilgi yeter. zaten konuyla ilgili olarak, internette yüzlerce sayfa ansiklopedik bilgi mevcut.

Ben size, yıkılan duvarın (C Kapısı) olarak adlandırabileceğim Check Charlie Point bölümünde çektiğim fotoğrafları göstereyim. 

Batı ile Doğu Berlin arasında bir duvar örülmüş ama bazı noktalara da geçişleri sağlamak için kapılar konulmuş.

Diplomatların giriş-çıkış yapmaları için Zimmer Strasse yakınındaki Check Charlie Point (C Kapısı ya da C Kontrol Noktası) ile buradaki küçük bir özel müzeden (Check Charlie Point Müzesi:  Fredirick Strasse 43-45) fotoğraflar göstereceğim. 

Berlin'e gidip de Check Charlie Point'i görmek isterseniz, U Bahn ile (U6 Numaralı) Koch Strasse ya da Stadmitte durağında inmelisiniz.


Müzede, bir kadının otomobilin motor bölümündeki kaçışı canlandırılmış




Yanyana konulmuş iki valize tıkılıp kaçan


Valizin yan tarafları kesilmiş ki, insan vücudunun altı bir valizde, üstü diğer valizde olsun.



Bir televizyonun içine saklanıp kaçanlar





İşte o iki valize böyle sığılıyor




Derme çatma bir planöre binip kaçanlar da olmuş





Bebekler de böyle bir pazar arabası ya da valize konulup kaçırılmış



Kontrol noktasında, duvar yıkılmadan önce ABD askerleri (Batı tarafında) nöbet tutuyordu. Şimdi de orada temsili bir nöbet kulesi, bir kaç kum çuvalının önünde asker kıyafeti giymiş bazı kişiler, ellerinde tüfek maketleriyle nöbet tutup, turistlerle fotoğraf çektiriyor. Bir fotoğraf çektirmenin bedeli 3 Euro (Ya da gönlünüzden ne koparsa)


Çocuğunu Doğu'dan Batı'ya kaçıran bir kadınla ilgili o dönemde Batı Alman basınında çıkan haberin kupürü. 


Hiç yorum yok: